Amerika Birleşik Devletleri, özgürlükler ve hakların korunması açısından küresel bir çekim merkezi olarak birçok insan için güvenli bir liman görevi görmektedir. Ülkelerindeki zulümden ayrımcılıktan ve tehditlerden kaçan binlerce kişi her yıl ABD’de iltica başvurusu yapmaktadır. Ancak iltica süreci karmaşıklığı ve kapsamıyla bireylerin derinlemesine bilgi sahibi olmasını gerektiren bir konudur.
Bu yazıda ABD’ de iltica başvuru en sık karşılaşılan nedenlerini, detaylı bir şekilde inceleyeceğiz. Ayrıca iltica başvuru sürecindeki kritik noktalar ve avukatların rolü gereken hususları ele alacağız.

İltica Nedir ve Neden Önemlidir?
İltica, zulüm ya da zulüm korkusu nedeniyle ülkesinden kaçan bireylerin başka bir ülkede güvenlik arama hakkıdır. Yasalara göre, ABD’de iltica başvurusu yapabilmek için bireylerin şu kriterleri karşılaması gerekmektedir:
- Geçmişte Zulme Uğrama veya Zulüm Korkusu: Başvuru sahipleri, ülkelerinde maruz kaldıkları ciddi bir zulmü belgelemelidir. Ayrıca, gelecekte böyle bir risk altında olduklarını kanıtlamalıdır.
- Koruma Altına Alınması Gereken Gruplardan Birine Dahillik: Zulmün temelinde şu faktörlerden biri yer almalıdır: ırk, din, milliyet, belirli bir sosyal gruba üyelik, politik görüş.
- Hükümetin veya Devlet Dışı Aktörlerin Sorumluluğu: Zulüm, devletin bizzat kendisi tarafından uygulanmış ya da devletin kontrol edemediği bireyler veya gruplar tarafından gerçekleştirilmiş olmalıdır.

ABD’ye Yapılan İltica Başvurularının Yaygın Nedenleri
ABD’ye yapılan iltica başvuruları, dünya genelinde birçok insanın güvenlik, özgürlük ve yaşam koşullarını iyileştirme amacıyla başvurduğu önemli bir göç yoludur. Bu başvuruların ardında savaş, etnik ya da dini ayrımcılık, insan hakları ihlalleri, ekonomik zorluklar ve politik baskılar gibi çeşitli sebepler bulunmaktadır.
İltica başvurularının yaygın nedenleri genellikle bireylerin kendi ülkelerinde tehdit altındaki yaşamlarını sürdürmeye devam edememeleri ile ilgilidir.
1. Politik Baskılar: Rejimin Hedefi Olmak
Siyasi baskı, bireylerin hükümet ya da devlete bağlı kuruluşlar tarafından siyasi görüşleri, faaliyetleri veya muhalif duruşları nedeniyle hedef alınmasıdır. Bu zulüm, keyfi tutuklama, işkence, hapis, ifade özgürlüğünün engellenmesi ya da ölüm tehditleri şeklinde ortaya çıkabilir. Örneğin, bir kişi ülkesindeki otoriter rejime muhalif görüşler dile getirdiği için baskıya uğruyor ya da protestolara katıldığı için tehdit altındaysa, bu kişi siyasi zulüm mağduru olarak kabul edilir.
2. Etnik veya Dini İnanç Nedeniyle Zulüm
Etnik veya dini ayrımcılık, bir bireyin ya da grubun etnik kökeni veya dini inançları nedeniyle sistematik olarak baskıya uğramasıdır. Bu ayrımcılık, temel haklardan mahrum bırakılma ya da fiziksel saldırı şeklinde ortaya çıkabilir. Örneğin, bir kişi dini inançlarını ifade ettiği için ceza alıyorsa ya da ibadet yerleri saldırıya uğruyorsa, bu durum iltica başvurusu için güçlü bir gerekçedir.
Örnekler:
- Azınlık Dini Grupları
- Ateistler ve İnançsızlar
- Etnik Azınlıklar
3. Belirli Bir Sosyal Gruba Üyelik
Cinsel yönelim ya da cinsiyet temelli şiddet, özellikle LGBTİ+ bireyler ve kadınlar için ciddi bir iltica gerekçesi olabilir. Eğer bir kişi cinsel yönelimi nedeniyle tehdit alıyor, fiziksel şiddet görüyor ya da homofobik veya transfobik bir ortamda yaşıyorsa bu kişi Amerika’da iltica başvurusunda bulunabilir. Aynı şekilde kadınlar için zorla evlendirme, aile içi şiddet ya da cinsel saldırılar da iltica taleplerinin temelini oluşturur.

4. İnsan Hakları İhlalleri
İnsan hakları ihlalleri, bireylerin temel hak ve özgürlüklerinden mahrum bırakıldığı durumlardır. Bu tür ihlaller arasında işkence, keyfi tutuklama, ifade özgürlüğünün kısıtlanması, kadınlara ve azınlıklara yönelik sistematik ayrımcılık gibi durumlar yer alır. Örneğin, bir kişi protesto düzenlediği için işkence görmüşse ya da cinsiyetinden dolayı temel haklarına erişemiyorsa bu kişi insan hakları ihlallerine maruz kalmıştır.
5. Ekonomik Zorluklar
Ekonomik zorluklar, bireylerin işsizlik, yoksulluk ve gelir eşitsizliği gibi sorunlarla karşılaştığı durumlardır. Ancak ABD, ekonomik nedenlerle yapılan iltica başvurularını genellikle kabul etmez çünkü bu durumlar uluslararası hukukta mültecilik kapsamına girmez. Yine de, ekonomik zorluklar diğer zulüm biçimleriyle birleşiyorsa başvuru dikkate alınır.
6.Çevresel Mültecilik
Çevresel mültecilik, bireylerin doğal afetler, iklim değişikliği ya da çevresel felaketler nedeniyle yaşam alanlarını terk etmek zorunda kalması durumudur. Bir kişinin evi artan deniz seviyesi nedeniyle yok olmuşsa bu kişi çevresel mülteci olarak değerlendirilir.
7. Organize Suç Şebekelerinden Kaçan Bireyler
Organize suç şebekelerinden kaçan bireyler, çetelerden veya suç örgütlerinden gelen tehditler nedeniyle ülkelerini terk etmek zorunda kalırlar. Bu kişiler ülkelerinde devletin onları koruyamadığını ya da suç örgütlerinin devletle iş birliği yaptığını gösterebildiklerinde iltica başvurusu yapabilirler.

ABD’de İltica Süreci
ABD’ye iltica başvurusunda bulunmak, hukuki bilgi ve dikkat gerektirmektedir. Süreç genellikle şu adımları içerir:
- Başvuru Yapma: ABD’ye giriş yaptıktan sonra bireylerin iltica başvurusunu 1 yıl içinde tamamlanması gerekir.
- Mülakat: ABD Vatandaşlık ve Göçmenlik Hizmetleri (USCIS), başvuru sahibini mülakata çağırır. Burada yaşanan zulüm detaylı olarak anlatılmaktadır.
- Mahkeme Süreci: Başvuru reddedilirse göçmenlik mahkemesine başvurulabilmektedir.
- Karar: Başvuru onaylanırsa başvuran ABD’de yasal oturma ve çalışma hakkı kazanır.
Başvuru Sürecinde Karşılaşılan Zorluklar
- Belgelerin Temini: Zulüm gören bireylerin, bu durumu kanıtlamak için yeterli belge toplaması genellikle zordur. Ülkelerindeki baskıcı rejimlerin izleme faaliyetleri, belge toplama sürecini daha da karmaşık hale getirir.
- Bekleme Süreleri: Başvuru sahipleri, genellikle aylar hatta yıllar süren değerlendirme sürecinde belirsizlikle karşı karşıya kalır. Bu bekleyiş hem maddi hem de manevi bir yük yaratır.
- Psikolojik Etkiler: Zulüm gören bireyler travmalarını dile getirmekte zorlanabilmektedir. Dil engeli, kültürel farklar ve sürecin karmaşıklığı da bu zorlukları artırabilmektedir.
Başvurunun Reddedilme Nedenleri
ABD’ye yapılan iltica başvurularının önemli bir kısmı reddedilmektedir. Bunun başlıca nedenleri:
- Delil Eksikliği: Zulüm iddialarını destekleyen yeterli belge sunulamaması.
- Tutarsız İfadeler: Başvuru sahibi hikayesini sunarken çelişkili bilgiler verirse başvuru reddedilebilmektedir.
- Hukuki Destek Eksikliği: Deneyimli bir avukatla çalışmamak, başvurunun başarısız olma ihtimalini artırır.
Bu detaylar, iltica sürecinin karmaşıklığını anlamanıza yardımcı olacaktır. Unutmayın, ABD’de iltica sürecini başarılı bir şekilde tamamlamak bilgi, hazırlık ve kararlılık gerektirir.

Avukatın Rolü
İltica sürecinde bir avukatla çalışmak, başvuru şansını büyük ölçüde artırabilmektedir. Avukatlar şu konularda kritik rol oynar:
- Başvuru Dilekçesini Hazırlama: İltica hikayesinin güçlü bir şekilde yazılması, sürecin en önemli adımlarından biridir. Avukat, bu hikayenin tutarlı ve etkileyici olmasını sağlar.
- Delil Toplama: Polis raporları, tıbbi belgeler ve tanık ifadelerinin toplanmasını koordine eder.
- Mülakata Hazırlık: USCIS mülakatına hazırlık yaparak başvuru sahibinin sorulara doğru cevaplar vermesini sağlar.
- Yasal Temsil: Mahkeme süreçlerinde başvuru sahibinin haklarını savunup temyiz sürecini yönetir.
Bir avukatın bilgi ve tecrübesi, başvuru sürecindeki stresi azaltırken iltica talebinin başarıyla sonuçlanma şansını artırır.
ABD’ye iltica başvurusu, hayat kurtarıcı bir mekanizma olmakla birlikte karmaşık bir süreçtir. Zulümden kaçan bireylerin hak ettiği korumayı alabilmeleri için bu sürece iyi hazırlanması gerekir. Avukat desteği, doğru kanıtlar ve iyi hazırlanmış bir hikaye ile bu zorlu yolculuk yeni bir hayata açılan kapı olur. Bu süreçte sorularınız için bizimle iletişime geçmekten çekinmeyin.
Bir yanıt yazın